30 Haz 2022 – Dudu EROL
Teknolojideki yakalanması zorlu gelişim hızı, havacılık sektöründe de hacim artışlarını ve bu artış da değişim ihtiyacını beraberinde getirmektedir. Büyüme ile gelen bu değişimler hem hava hem de yer operasyonlarında optimizasyon ihtiyacını arttırırken, havacılık emniyeti odaklı güçlendirme ihtiyaçlarını ortaya çıkarmaktadır. Bu duruma en güzel örnek kentsel hava hareketliliği olarak da gösterilebilir. Gelişen teknoloji ile artan hızlı dikey yapılaşma, sinyal etkileyici kuleler vb havacılıkta uçuş eminyeti risklerini arttırmaktadır. Buna ek olarak; modern havacılığın artan kapasite ve uçuş sayıları ve kentsel hava hareketlilikleri nedeniyle operasyonel, finansal, ve zaman açısından risk ve sıkıntılarla karşı karşıya kalır. Bunlara çözüm olarak teknoloji ile gelişen Jeo-uzamsal tabanlı havacılık sayesinde etkili çözümler üretilmeye başlanmıştır. Jeo-uzamsal tabanlı havacılıkta CBS araçları en kapsamlı etkisi ile ön plana çıkmaktadır. Havacılık sektörü teknoloji ile hızlı bir büyüme hacmi yakalarken, bu büyümenin emniyetli şekilde sürdürülebilirliğinin sağlanması da zorluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Hava sahalarının yeniden planlanması, teknolojiye paralel geliştirmelerin südürülebilirliği ve potansiyel risk analizleri için Jeo-uzamsal tabanlı havacılıkta CBS entegrasyonu önemli bir yer edinmeye başlamıştır.
CBS (Coğrafi Bilgi Sistemi); mekansal veya konuma dayalı verileri dijitalleştirerek toplanması, analizi, coğrafi veri ve yöntemlerin bir bütünüdür. CBS’nin sağladığı dijital yükseklik modelleri, sanal gerçeklik, üç boyutlu simülasyonlar ve geniş analiz araçları ile gerçek verilerin kavramsallaştırılmasında önemli çıktılar sunmaktadır. Havacılık sektöründe CBS; yüksek kentsel yapılar/şehirleşme, erişim sınırlandırmaları, arazi kullanım kısıtları, gürültü kirliliği, havacılık emniyeti riskleri alanlarında çeşitli analizler yaparak teknoloji ile entegre daha verimli havacılık çalışmalarına taban sağlamaktadır.
CBS’nin modern havacılık sektöründeki bu kapsamlı gelişim ve yarattığı / yaratacağı zorlukların ele alınmasında en önemli örneklerinden biri; havaalanı çevresinde hızlı kentleşme ile değişen arazi kullanımı, bina yükseklikleri gibi coğrafi bilgilerle daha gelişmiş hava sahası modelleme araçlarıdır. Bu 2 boyutlu ve 3 boyutlu analizler hava sahaları ve havalimanı çevresi için hava / yer operasyonlarında genel bir çerçeve sağlarken, iniş-kalkış koridorlarında emniyet risklerinin ortaya konması, engel analizi ve uçuş rotalarında optimizasyon gibi faydalar sağlamaktadır.
Tüm bu teknoloji tetikli büyüme hava operasyonları emniyetinde risk yaratacak olan hava sahası yapılaşma, iniş-kalkış operasyonunda kullanılan verilerde değişim ve yenilenme ihtiyacı ortaya çıkarmaktadır. Bu verilerin sürdürülebilir analizi ve yenilenmesi için dijital olarak üretimi önemli bir nokta haline gelmektedir. Havalimanlarında bu elektronik arazi ve mania verilerinin (ETOD) digital ortamda oluşturulmasında CBS göz ardı edilemez öneme sahip olmaya başlamıştır. CBS araçları ile oluşturulan bu coğrafi konum bilgisi analizleri içeren ETOD veritabanı olası tehlike ve risk anlizlerinde de önemli veri altlığı olarak kullanılabilmektedir. Bu veritabanı hava sahalarının verimliliği kolaylaştırılırken, uçuş emniyeti de yaşanacak riskleri minimize etmektedir. Tüm bunların yanı sıra bu veriler ile Havacılık kazalarının mekansal dağılım entegre edilerek yapılacak analizler sayesinde risk içeren mekansal hotspot alanları bize sunabilir.
Sonuç olarak;
Modern Havacılıkta Jeo-uzamsal tabanlı havacılık çalışmalarının gelişmesi sektörde operasyonların daha verimli yönetimi ve durumsal farkındalıklarında artışı da sağlamaktadır. CBS’nin halihazırda bulunan geniş çaplı analiz araçları ve geliştirmeye açık sınırları olmayan analiz olanakları ile teknolojinin hızı ve gelişimine havacılık sektöründe de ayak uydurmayı ve sürdürülebilir gelişimin temellerinde etkili yer almaya başlamıştır.